25 Şubat 2017 Cumartesi

Korku Nedir ve Neden Korkarız..?

Korku Nedir ve Neden Korkarız..?


Korku hakkında yaptığım araştırmalarda çok farklı tanımlamalar ile karşılaştım. Kimileri korkunun beynimizin bir ilüzyonu olduğundan, kimileri bilinçaltına işleyen dışardan öğrenilmiş edinimler olduğundan dem vurmaktadır. Ben de kolları sıvayıp gerçek manada "korku nedir" ne değildir çerçevesinde bir şeyler yazayım dedim.

Edinilmiş lokal korkular kişiye göre değişir. mesela kedi gibi sevimli bir hayvandan korkmak, edinilmiş bir korkudur. Bu korkular bilinçaltının bize vermiş olduğu ikazlardır. Evrensel korkular bizim asıl konumuz olacak...

İnsanların yaklaşık yüzde 90 ından fazlası örümcek, akrep ve yılanlardan korkarlar. Bu evrensel ve genetik bir korkudur. Ben bilginin de genetik olarak bir sonraki nesillere aşılandığına inananlardanım. ilk önce işin normal ve fiziksel kısmını açıklayacağım. daha sonra kuantum ve paranormal kısmına kısaca değineceğim. Normal şartlarda korku insan bedeninin bir savunma mekanizmasının amigdala vasıtasıyla uyarılmasıdır. Amigdala beynimizin korku ile alakalı işlerinden sorumlu olan bir beyin organıdır.

Sosyal, psikolojik ve nesnel fobileri olanları bir kenara ayırır isek, korkular insanların genlerine kodlanmıştır. Bir bebeği çok sevimli bir kuş ile bir kaç sefer canını acıtırsanız, bu bebekte kuş fobisi oluşabilir. O yüzden edinilmiş fobileri bir kenara ayırıyorum. Bunları teşhis ve tanımlaması çok basit. Asıl zor olan evrensel korkuların kaynağıdır.

Korku da tıpkı gülmek, ağlamak, üzülmek ve sevinmek gibi evrensel bir duygudur. Bir insanın karda yürürken kayıp düşmesi, insanların yüzde 90 ından fazlasında tebessüm ve gülmeye neden olur. Ama bu karda ayağı kayan insanın kolu kırıldığında aynı insanlar yine bu duruma üzülecektir. Bu ise sahip olduğumuz ortak duyguların ayrıca genlerimize kodlandığını gösterir.



İşin en zor kısmına gelecek olur isek; Ortak korkularımız aslında bize son derece tehlikeli ve düşman olan görünmez yaratıkların varlığıdır. Bizim beş duyu organımızın göremediğini başka bir hissimiz bunları sürekli görür ve algılar ama bu durumdan bizi haberdar etmez ve gizli bir arşive saklar. Bu görünmez yaratıklara benzeyen örümcek, yılan veya akrep gibi bizim algılarımıza göre korkunç olan canlılar, aslında bize tehlikeli olan kuantum canlılarına benzemesindendir. "Kuantum canlıları" tabirini sanırım ilk ben kullanıyorum ama bu olgu kesinlikle var. Bilim adamıyım diye geçinenler istedikleri kadar cinler şeytanlar yoktur desin ama bu yaratıklar var... Hem de varoğluvar...

Kuantum aleminde dünyaya gelmeden evvel hepimiz bir vücutta var idik. O vücut ile gözlemler yaptık ve bazı şeyler yaşadık. Bu bilgiler o anki hafızamızdan alınıp, genlerimize kodlandı. Aslında biz hem bu dünyada hem de kuantum dünyasında yaşıyoruz. Kuantum dünyasında bize zarar veren yaratıkları, bu dünyada benzerlerinden korkmamıza neden oluyor. Kuantum fiziğinde bir atom aynı anda farklı yerlerde bulunabiliyor ise, bu canlılar için de geçerlidir.

Korkularımızdan korkmamalıyız. Onlar her zaman bizim savunmamızı güçlendiren duygulardır. Bize zarar veren yapay korkulardır. Yılandan akrepten ve örümcekten korkuyorsan, uzak dur onlardan... Korkmuyorsan zaten kuantum dünyasında onları alt etmişindir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

DİNOZORLARIN KATİLİ AY OLABİLİR..!

DİNOZORLARIN KATİLİ AY OLABİLİR..! BÖLÜM 1 Evet arkadaşlar; yine ilginç bir makale ile karşınızdayım... Uydumuz Ay daha önceki evre...