12 Şubat 2017 Pazar

DİNOZORLARIN KATİLİ AY OLABİLİR..!

DİNOZORLARIN KATİLİ AY OLABİLİR..!

BÖLÜM 1




Evet arkadaşlar; yine ilginç bir makale ile karşınızdayım...

Uydumuz Ay daha önceki evrelerde dünyamızın etrafında dönmüyordu. Yani Ay, dünya ile eş zamanlı yaratılmadı... Dünyamızda ay olmadan da kısmen de olsa hayat belirtileri devam ediyordu... Gezegenimizin en önemli yaşam kaynağı bilindiği üzere güneş, oksijen ve sudur. Evrende bildiğimiz ve gözlemleyebildiğimiz tek yaşam yeri şu an için dünyadır. Dünyamız birçok canlıya ev sahipliği yapmaktadır. Bütün canlıların doğuş yeri dünyamızdır diyemiyeceğim. Çünkü bazı canlı türlerinin dünya dışından göktaşları marifetiyle dünyaya transfer edilmiş olabilir. sizlere dinozorların nasıl yok oldukları hakkında bildiklerim ölçütünde bazı teorilerde bulanacağım. Teori diyorum çünkü bazı arkadaşlar "nerden biliyorsun, kanıtın var mı?" diye karşıma çıkmasın... Teori doğruluğu yada yanlışlığı henüz ispat edilemeyen bir düşünce kaynağıdır.

Gelelim teorimize; Aysız Dünya..!

Dünyanın ilk evrelerinde bitkilerden başka canlı türleri yoktu... Dünyada sadece polensiz üreyen ilkel bitki türleri vardı. Geceleri yaz mevsiminde bile zifiri karanlık gündüzleri ise bitkilerin ha bire büyüyüp ürediği bir dönem... Bu bitkiler öylesine uzun bir zaman ürediler ki katmanlar şeklinde kendi ölülerinin üzerinde çoğaldılar. Hatta öylesine çoğaldılar ki kıtasal bloglar bile oldu. Petrolün kaynağı bu şekildedir.

1'nci göktaşı...

Sonra dünyamıza dev bir göktaşı çarptı... bu göktaşında dünyaya ait olmayan ama dünyaya posta ile gönderilen dinozor yumurtaları savruldu... Büyük çoğunluğu çarpmanın etkisiyle kırılıp telef oldu. Dünyanın atmosferi henüz ince olduğundan bu göktaşlarındaki yumurtalar haşlanmadan ve kızarmadan sağ salim ulaşmışlardı.

Bitkiler kıtalar arası çoğalmaya başlayınca, dünya atmosferi evrim geçirmeye başladı... İşte burada Darwin'in düşünmüş olduğu teori ile aynı paralelde gelişmeler oluyor. Her ne kadar Darwin'in teorisine inanmasam da..? Ama Darwin tamamen yanılmıyordu, Darwin bir çok konuda haklıydı...

Yumurtalardan çıkan dinozorlar önceden programlanmışcasına yerdeki bitkileri yemeye başladı. Daha sonra bu dinozorlar kendi türlerini koku aracılığı ile bulup ürediler... Dinozorların vücut artıklarında dünya yüzeyine ileride işimize çok yarayacak mikro organizmalar saçıldı.

Uzun yazıları okumayacağınızı biliyorum. Devamını yarına yazarım inşallah :)) Kaçırmayın daha çok macera var bu dinozorlarda :)


BÖLÜM 2

Evet arkadaşlar; dünkü makaleyi yarım bırakmıştım artık kısa yoldan tamamlamayı düşünüyorum. Zaten makalemi güçlendirmek için peşpeşe 3 farklı yayın yaptım. Bu yayınlar makalemi besleyen yayınlar olarak burada kalacaktır.

Kısaca anlatacak olursam; dünyamız yarı canlı ve yarı atmosferli bir gezegen olduğu zamanlarda yani dinozorların ve oksijene pek ihtiyaç duymayan ilkel bitkiler zamanda başka bir yarı canlı dünya ile çarpıştı. Ben buna kozmik çiftleşme diyorum Bu kozmik çiftleşmeden nur topu gibi bir ayımız oldu... Şaka bir yana bu iki gezegenin çarpışmasından dünyamız hayatta kalmayı başarırken, ay hayatta kalamayıp mumya bir gezegen olarak kalıverdi.

İki dünyanın çarpışma anı

İlkel dünyamızda dinozorlar mutlu mesut yaşarken, aniden üstlerinde dev bir gölge gördüler. Korkunç bir fırtına ile savruldular. Daha o gezegen dünyaya çarpmamıştı ama öylesine müthiş bir fırtına kopmuştu ki ilkel ağaçlar yerinden sökülüyor, volkanlardaki mağma adeta yüzeye doğru vakumlanıyordu.

İki gezegen kafa kafaya çarpışıp toz buz oldular ancak çekirdeklerini muhafaza edebildiler... Daha sonra uzayda tekrar toparlanma olunca bu iki gezegenden ilk kendini toparlayan dünya olduğundan kütlenin çoğunluğunu kendisi kaptı. Dünyada okyanuslar yok iken bu gezegenin sularını da alarak okyanusları oldu. Böylece dünya ikinci evresine, yani yepyeni bir evresine giriş yapıyordu.

Dinozorlara Ne oldu..?

Dinozorların tümü bu büyük çarpışmadan öldü... bazıları savrularak bazıları yanarak, bazıları ezilerek, bazıları ani volkanik lavlara gömülerek yok oldu.. Ama dünyamızın kalbi hala atıyordu ve eskisine göre kendini daha iyi hissediyordu. Çarpıştığı gezegendeki canlı türlerinin tohumlarını suyunu toprağını içinde hissediyordu ve ay karşıda soğumuş bir şekilde yörüngesinde dönüyordu. Çok yakındı kendisine... Öylesine yakındı ki, çekim gücü dipteki lavları kendine doğru çekiyordu. bu yüzden dünyanın ilk evrelerinde volkanlar hiç dinmedi. Ta ki, ay belirli bir uzaklığa varıncaya kadar...

Dinozorlar tamemen yok mu oldu..?

Hayır... İlk evre dinozorları yok olmuştu ama mavi dünyanın yeni tür dinozorları hayat bulmaya başladı... Belki savrulan bir yumurtadan çıktı, belki de bir gölde hayatta kalmayı başarabilmişti.. İşte o bizim Timsah olmalıydı..!

Kısacası dünyamıza canlı tohumlarını getiren gezegenin enkazı gökte gördüğümüz aydır. Ay dünyadan dinozorları elimizden aldı ama bize binlerce farklı türde canlı getirdi. belki de İnsan türü de bu gezegen ile yeryüzü ile buluştu, kim bilir..?

Farkındayım bu iddialar uçuk ama, şuna emin olun ki, gerçekte yaşananlar daha da uçuk..!

Ay dünyamızdan her uzaklaşmasında dünyanın atmosferinde değişiklikler oldu. Böylece dünyada sürekli farklı ve yeni türler evrimleşti. Atmosferdeki her birim değişimi farklı bir canlı türünün evrimine yol açıyordu. İşte Darwin bu kısmı hiç hesaba katmamıştı. Bir ikinci ihtimal de, bütün canlı türlerinin atası dinozorlar da olabilir... onların kalıntılarından yeni canlı türler beslenmiş olabilir. Ben Evrimi Darwin'in tanımladığı şekilde ifade etmiyorum. Benim evrim anlayışım farklı..

Ölüden diriyi, diriden ölüyü yaratan bir Yaratıcı'nın emri ile bu evrimin gerçekleştiği inancındayım. Yaratıcı dileseydi başka bir şekilde yaratırdı ama O'nun yaratmasındaki tüm evrelerin mutlaka bilimsel bir izahı vardır. Allah'ın en güzel mucizesi bilimdir.

Sonuç olarak; başta da dediğim gibi bu senaryo sadece benim kafamda tasarladığım bir teoridir. Size bunlar gerçektir demiyorum. Siz de düşünüp teori üretin. Asla yanlış olduğundan korkmayın. Fikir üretin ve düşünün. Teori üretmekten kimseye bir zarar gelmez. Bilakis beyin jimnastiği yapmış olursunuz. Dediğim gibi bu bir teori ve bilimsel kanıt yerine geçmez arkadaşlar...

Oh be kurtuldum :)) nerden girdim böyle uzun konulara....

Yalnız Gezegen

11 yorum:

  1. Yalnız gezegen çok beğendim masalsı olmuş devamını bekliyorum.mizah katman işe ahenk katmış ne kadar bilimsel tartışılır...kıssada olmazdı bu yazın.seni destekliyorum devamını heyecanla bekliyorum beyin anaforu bu olsa gerek...CAN ARKADAŞ...
    ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Zeynep :) Bloğuma hoş geldin. Eh... Bundan sonra önemli makalelerimi önce burada yazar, sonra plus da paylaşırım. Teşekkür ederim

      Sil
    2. beyin anaforu değil de şu an için fırtınası düzeyindeyiz CAN :))

      Sil
  2. Yüreğine emeğine sağlık arkadaşım harika olmuş ve hayırlı olsun arkadaşım 😊😊😊

    YanıtlaSil
  3. Yüreğine emeğine sağlık arkadaşım harika olmuş ve hayırlı olsun arkadaşım 😊😊😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buradaki yorumları geç görebilirim. Çünkü plus gibi her zaman girmiyorum bloğa. Girdikçe yorumları okur yanıtlarım :))

      Sil
  4. Dostum harikasin cok begendim tebrikler

    YanıtlaSil
  5. Blog hayırlı olsun 😊
    🙋

    YanıtlaSil

Öne Çıkan Yayın

DİNOZORLARIN KATİLİ AY OLABİLİR..!

DİNOZORLARIN KATİLİ AY OLABİLİR..! BÖLÜM 1 Evet arkadaşlar; yine ilginç bir makale ile karşınızdayım... Uydumuz Ay daha önceki evre...